Kamp Günlüğü: Kastamonu Gezilecek Yerler
Sizler ile paylaşacağım ikinci kamp hikayem bu sefer Kastamonu gezilecek yerler listesi içinde olacaktır. Cuma akşamı eğlencesinden çıkıp hiç uyumadan yola çıkmaya karar verdik. Evdeki hazırlıkları tamamlayıp arabayı yükledik derken saat sabah 5'i buldu. Rotamızda ki ilk durak Kastamonu Pınarbaşı Ilıca mevki olduğu için Gerede üzerinden yola koyulduk. Sabah kahvaltımızı etmek için kamp kuracağımız yere gitmemiz gerekiyordu ancak yolumuzun üzerinde yer alan Safranbolu midemizin biraz daha beklemesine neden oldu.
Sabahın 8'i olmasına rağmen turist otobüsleri çoktan gelmişti, daha esnaf kepenklerini yeni açiyordu. Belki sezon henüz başlamadığı için bu şekilde olmuştur. Safranbolu sokaklarında turist kafilesine takılarak ücretsiz bir şekilde rehberlik hizmeti almiş olduk:).
Ancak etrafta fotoğrafı çekilmesi gereken o kadar çok nokta var ki rehberin anlattıklarını hep kaçırdık. Bide malum hevesliyim yeni makine almışım ne görsem başyapıta dönüştürüp çekiyorum:). Yürüyüşün ardından soluklanmak için Arasta kahvesine oturduk.
Burayı mutlaka etrafa sorarak bulun ve gidin. Son derece keyifli bir ortamı var. Sarmaşıklar ile kaplanmış sokak çok huzurlu olmuş. Burada közde pişmiş Türk kahvemizi içip keyifli bir şekilde sohbet ettik. Mekan Osmanlı döneminden kalma lonca sistemi ile denetleniyormuş. Lonca sistemi nedir onu da açıklayım; esnafların birbirini denetlemesine deniyormuş.
Karabüklü arkadaşımdan aldığım tavsiyeler üzere sizinle paylaşmak istediğim duraklar bulunuyor. Yolumuz üzerinden uğradığımız için hepsine gitme vaktimiz maalesef bulunmadı.
Safranbolu Gezilecek Yerler
- Eski çarşı
- Kristal cam platform ( kanyona cam platform yapmışlar vadiye cam platform üzerinden bakıyorsunuz)
- Saklı cennet ( akan su bulunan vadi içerisindeki çay gözleme molası)
- Hıdırlık tepesi (esi çarşıyı tepeden görebileceğiniz manzara tepesi)
- Çevrik köprü (Kuyu kebabı meşhur)
- İmren Lokumcusu (Safranbolu lokumu için en iyi adres)
- Arasta Kahvesi (közde pişmiş Türk kahvesi)
Safranbolu gezimizin sonrasında tekrar yola koyularak, kamp yapacağımız Ilıca mevkine geldik. Kastamonu ılıcada kamp kuracağımız yer park ılıca isimli bir otel oldu. Burada isterseniz bungalov evlerde de kalabiliyorsunuz. 20 adet ev bulunuyor kişi başı 100 TL kahvaltı dahil aksam yemeği de isterseniz 20 TL daha vermeniz gerekiyor. Biz çadır kuracağımız için çadır başı ücret olan 30 TL'yi verdik ve yemek dahil değildi.
Pınarbaşında kalabileceğiniz 3 otel bulunuyor ancak hem konumu hemde konsepti nedeniyle park ılıca tek sayılır. Çadırımızı kurduktan sonra semaverimizi ve ateşimizi hazırlayıp bir güzel kahvaltı ettik. Karınlarda doyduğuna göre sıra geldi etrafı keşfetmeye. Kastamonu ılıcada gezilecek yerler listemizi daha önceden yaptığımız için ilk noktamız konakladığımız yere yakin olan ılıca şelalesi oldu.
Kastamonu Gezilecek Yerler (Pınarbaşı Ilıca):
- Ilıca Şelalesi
- Horma Kanyonu
- Valla Kanyonu
- Ejder Çukuru
- Ilgarini mağarası (1 gününüzü ayırmanız gerekiyor. Eski mezarlar bulunuyor)
- Mantar Mağarası ( artık mantar olmadığını köylü abimiz söyledi)
15 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde olan ılıca şelalesi aslında Horna kanyonu nun sonu ve döküldüğü noktada bir güzel yüzebiliyorsunuz ama belirteyim erimiş kar suyu olduğu için son derece soğuk. İçtiğim rakının da etkisiyle soğuk dinlemeden bir güzel yüzdüm. Bu keyifli aktivite sonrasında tekrar çadır kurduğumuz park ılıcaya gelerek bir sonraki durağımız olan Valla kanyonu için hazırlandık. Valla kanyonu Türkiyenin 1. Dünyanın ise 2. Büyük kanyonu. Bende ilk duyduğumda şaşırmıştım bu enderlikte olan bir oluşumun bu kadar gizli kalması enteresan. Bu tarz durumlar ile karşılaştığım zaman aklımdan hep " ülkemizdeki güzellikleri gördükte mi? yurt dışına gidiyoruz " diyerekten hayıflanıyorum. Neyse devam edelim kaldığımız yerden, kanyon ılıcaya araç ile 30-45 dakikalık mesafede. Vardığınız zaman aracınızı gözlemecinin önüne bırakarak 30 dakika kadar yürümeniz gerekiyor. Yola koyulmadan önce gözlemecide enerji depolamanızı öneriyorum.
Semaverdeki çayın tadı hala damağımda diyebilirim. Kanyona gideceğiniz yürüyüş parkuru ağaçların arasında yapılmış patika yolundan oluşuyor. Yürüyüş sonunda kanyon zeminine inemiyorsunuz onun yerine yukarı bir bölgeye kurulmuş platforma çıkıyorsunuz. Yükseklik korkusu olanları şimdiden uyarıyorum. Platforma çıktığınızda manzara sizi büyülüyor. Bu kanyonda hayatini kaybeden bir dağcının da anisini yaşatmak için oraya bir tabela asılmış.
Manzaranın tadına vardıktan sonra dinlenip aksam yemeğimizi yemek üzere tekrar ılıcaya donuyoruz. Yemek için ateşimizi yaktık ve iştahlı bir şekilde köz biber ve patlıcan salatamızı da itinayla hazırladık bu salatalara ayrı bir lezzet katan, özel zeytinyağı için Tolgaya selamlar olsun:). Ardından Tavuk ve sucukları da yiyip yemek faslını kapattık. Otelde kalan misafirler aksam yemeğinden sonra hep birlikte toplanıp ateş etrafında sohbet edip şarkı söylemeye başladılar. Biz de çadırımızın önünde onlara eşlik etmeyi tercih ettik. Gündüz yüksek sıcaklığa rağmen gece çok soğuk oldu uyarmadı demeyin. Ertesi sabah olduğunda dönüş yolumuz üzerinde olan horma kanyonuna doğru çadırlarımızı toplayıp yola çıktık. Horma kanyonunu gezerken diğer kanyonun aksine su seviyesinin 2-3 mt üstünde yapılan platformda geziyorsunuz. Devam eden çalışma nedeniyle belli bir noktasına gidebildik ama kanyonun içinde olmak çok keyifliydi.
Buradan sonraki noktamız ve memleketim olan İnebolu ya doğru tekrar yola koyulduk. Yol 2 saat sürüyor. Küreyi geçtikten sonra bulunan Ersizlerdere mevkinde Emin usta diye bir çorbacı var meşhur Ecevit Çorbasını içmeden devam etmeyin.
İnebolu'ya geldiğimizde Çadır kurmak için kendi arsamızın olduğu Cünürye bölgesini seçtik. Burada Anneannemin kendi için yaptırdığı ve bazı günlerde kaldığı küçük bir kulübesi bulunuyor. Kulübenin yakınında çadırımızı hazırladıktan sonra İnebolu'da gezilecek yerleri görmek için yola çıktık.
İlk durak çarsıyı gezmek oldu, küçük ve sıra sıra olan dükkanların olduğu dar sokaklarda yürümesi çok keyifliydi.
Çarşıda yer alan İnebolu Türk Ocağı önemli bir durak. Şu Çılgın Türkler kitabında da bahsedildiği üzere İnebolu'nun savaş zamanındaki önemini ve istiklal madalyasını nasıl aldığını öğrenebilirsiniz. Atatürk için İnebolu'nun ne denli önemli olduğu Kurtuluş Savaşı sırasında söylediği "Gözüm Sakarya'da kulağım İnebolu'da" sözü ile görebiliriz. Ayrıca Atatürk'ün Şapka devrimini İnebolu'da bu noktada duyurduğunu da belirtmek isterim. Türk ocağının içinde devrimin yapıldığı konferans salonunda gezip o ruhu yaşayabilirsiniz. Girişlerde herhangi bir ücret talep etmemektedirler.
Ertesi gün sabahtan Evrenye bölgesinde yer alan 800 yıllık Çınar ağacını görmeye gittik ağacın büyüklüğü karşısında etkilenmemek elde değil, dalların ağırlığı ağaca zarar vermesin diye epey bir budanmış.
Buradan sonra deniz boyunca devam ederek abana da yer alan kent ormanı ve kayalıklara gittik. Bölgede bulunan Hacıveli kayalıklarını da görmeden olmaz.Yol kenarında olan kayalıklara doğru tırmanırken kendinizi İrlanda da gibi hissedebilirsiniz:). Kent ormanı dediğim yer yüksek bir noktada denize dik inen bir noktada yer alan mesire alanı giriş için görevli uyanıklık yapıp bizden para istedi ama neden olduğunu sorunca saçmaladı ve vazgeçti kararından. Manzarası çok güzelmiş ama biz gittiğimizde sisli olduğu için bir şey göremedik.
Kastamonu Gezilecek yerler (İnebolu):
- Çınar ağacı
- Türk ocağı
- Kent Müzesi
- Geriş tepesi
- Gürleyik şelalesi
- Hacıveli kayalıkları
Kastamonu İnebolu'da yenmesi gereken lezzetler
- Püyran kebabı
- Etli etmek
- Ecevit çorbası
- Pastırma
- Taşköprü sarımsağı
Kastamonu gezilecek yerler listemizi tamamladığımıza göre artık dönüş yolu için hazırlık yapma vakti gelmişti. Zaman ne çabuk geçti fark edemedim. Bu denli kafa dinleme tatilinde zaman nasıl bu kadar hızlı geçti??. Vaktimiz kalmadığı için İnebolu'da gezilecek yerler olan geriş tepesini ve gürleyik Şelalesini başka bir ziyaretimize bıraktık. Ankara'ya döndüğümüzde ılıcadaki yediğim soğuktan kaynaklı tekrar bir masaj yaptırma ihtiyacım oldu malesef :).
Fotoğraflar ile harika bir anlatım olmuş. Elinize sağlık